Özlem duyduğumuz insanları görmenin güzelliği kelimelere sığmaz. Sanırım
uzun zamandır görmediğimiz
sevdiklerimizle buluşabilecek olmanın heyecanını yaşamak bile insana iyi geliyor, hatta hastalıktan
kaldırıyor. Hayatın bizi rutine sıkıştırıp nefes alamaz hale getirdiği
zamanlarda dostlarımızın sıcak bir gülümsemesi bile bize gökyüzünü görecek bir
pencere açarken sohbetiyle nefeslenmek adeta insanı yeniliyor. Sevgi insanın üzerindeki
pası, kiri gideren, onu tekrar ışıldar hale getiren güçlü bir duygu. Dertlerle
okside olup rengi değişen ruhumuzu arada parlatmak gerekiyor. Bunun yolu da
sevdiklerimizle beraber olmaktan, bize ayna olabilecek dostlar bulmaktan
geçiyor, sırtını dönebileceğin dostlar ki, malum böyleleri ile günümüzde pek
karşılaşılmıyor.
Bu hafta iş yoğunluğunun artmasına mevsim
değişiminin hediyesi gribal enfeksiyon da eklenince çok kötü bir haleti ruhiye içine girmişken
ama dinlenmeye de fırsatım yokken epey zamandır göremediğim dostlarımın
geleceği aklıma ve dahi kalbime düşünce ayağa fırlamış, bir enerji patlaması
ile hayata tutunmuştum. Önce dün öğlen akademiden dostlarımızla buluşmuş, dertlerimizi paylaşıp manen azaltmıştık. Sonrasında koşa koşa eve gelmiş, akşam gelecek dostlarımı görmenin heyecanına kapılmıştım. Rüzgar gibi geçse de dostlarla hemhal olmak ilaç gibi
gelmiş, gribimden bile eser kalmamıştı. Bugün de onlarla geçen vakitlerimde
gayet neşeli ve huzurlu iken onları uğurlayıp arkalarından el sallayınca içine
düştüğüm hüzün kuyusunda karşıma yine gribim çıkıverdi, hapşırmalar, burun
akıntıları geri geldi. Oysa iki gündür ne hastalıktan ne de yorgunluktan eser
vardı. Galiba bütün hastalıkların ilacı moral ve sevgiymiş, gribin bile.
Ancak işte her güzel şeyin çabuk bitmesi
gerçeği üzerime devrildi, hayat beni tekrar rutin yoğunluk dişlileri arasına
aldı. Enerjim el salladığım yerde kaldı ve ben üşüme, titreme, hüzün hallerine
geri döndüm. Kısa da olsa bana iyilik yaşatan dostlarıma teşekkür ediyor, ara
ara bu ziyaretleri tekrarlamalarını diliyorum.
Araya
zaman, mekan, insanlar, dertler, tasalar girse de insanın dostunu bıraktığı
yerden bulması, kalbin kalbi yakalaması ise dostluğun en güzel yanı olmalı. Siz
siz olun böylesi dostlarınızı bırakmayın.
Lafı Cem Mumcu'nun bugünün twiti
diyebileceğim bir sözü ile bağlayalım; "Ne nedenle ve ne bağlamda olursa
olsun sizin için ağlama eğilimi olmayan
kimseye bırakmayın kendinizi" Daima sizin için ağlayabilecek lakin sizi
güldürmeyi de beceren dostlarınız olsun hayatınızda.
Ve unutmayın, bir şehirden geriye kalan bir kaç
dosttur çoğu zaman. Şehrinize ve kendinize hele de dostlarınıza iyi
bakın:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder