Keyifsizim dedi, ıstırap dolu bir
sesle. O an yüreğime değdi acısı. Takma, boşver dedim ama bu sadece onu
rahatlatmak için söylenmiş bir söz olduğundan değmedi yüreğine, öylece asılı kaldı
havada. Uzun zamandır emek verdiği bir insanla evlilik planları yapıyordu. Neredeyse
tarih koyacaklardı ama taraflar arasında çıkan bir anlaşmazlık olayı kopma
noktasına getirmişti. Heyecanlı bir bekleyiş hüsranlı bir sessizliğe bürünmüştü.
Şu anda ona ne söylesem kar etmeyeceğini biliyordum lakin üzülmesine de yüreğim
dayanmıyordu. Bu sebeple ona söyleyeceklerimi buraya yazmak istedim.
Sık sık kullandığım hatta dilime
pelesenk ettiğim çok eski bir dostumun cümlesi geldi yine aklıma: “Hayat denen sürprizler ve ihtimaller manzumesinin bizi nereye taşıyacağı belli değil” derdi
özlemi burnumda tüten değerli dostum. Bu cümle ne kadar da güzel tarif etmişti
hayatı. Bugün bir deprem oldu mesela ve herkesin gündemi bir anda değişti. Soma
faciası önceliklerimizi gözden geçirmemize vesile oldu.
Bu hayata gelme şansına
erişmişsek onun getireceği sürprizlere de gönlümüzü açmayı öğrenmeliyiz. Ve
dolayısıyla başımıza gelen her olayda bize kazandırdıkları ve kaybettirdikleri
üzerinden bir muhasebe yaptığımızda özellikle de belli bir zaman geçip kayıplarımızın
acısı azaldığında anlayacağız ki, bizim planlarımızı bertaraf eden o büyük plan
bize hazırladığı sürprizleri sunacak bir tünel açmış önümüzde. Bize düşen de
yüreğimizi güçlendirecek fiiller yedeğimizde o karanlık tüneli aydınlatarak
geçmek ve yeniden güneşi göreceğimiz tünelin sonuna kadar sabretmek.
Mesela çok
sevdiğimiz biri vardır ve onun hep yanımızda olmasını dileriz. Ama işin sonunda
belki de bizi en çok üzecek olan o sevdiğimiz olacaktır ve Allah bizi bir
şekilde ondan ayırır. Bazen bazı insanların bizden uzakta sadece kalbimizde
ince bir sızı olarak kalması bizimle olup yüreğimizi deşecek derecede
üzmesinden çok daha iyidir. Böylesi zamanlarda insan kaderine teslim olmayı
bilmeli ve gücünü kendini geliştirecek şekilde kullanmalı, kalbine yatırım yapmalı
hayatın onun karşısına çıkaracağı güzellikleri beklemelidir.
Bazen de kalben istemesek
bile bizim bir nokta koymamız gerekir yanlış giden bir şeyler olduğunu
hissettiğimizde. İşte o zaman tam da kendinize rağmen doğru olduğuna inandığınız yöne ilerlersek bizi bekleyen o sürprizlerin daha da
bereketlendiğini ve kaybettiklerimiz/bıraktıklarımızdan daha iyilerinin bizi
bulduğunu görürüz. Yeter ki bakmasını bilelim.
Şimdi sen sevgili arkadaşım ! Sen
Yaradan’ın seni bu dünyaya gönderme şansını verdiği kıymetli bir insan olduğunu
unutmadan kendine dön ve yüreğini ferah tut. Seninle olmak isteyen, sana layık
olanlar da senin koluna gelip girecektir zamanın bir yerlerinde, ama vakti
saati geldiğinde.
Rahmetli anneannem derdi, hayatta üç şeyin saati
değişmezmiş,
doğum, evlilik ve ölüm! Teslim ol şimdi kaderine, su serp yüreğine
ve gülümseyerek bak gökyüzüne, gündüz bulutların arasından bir saklanıp bir
gözüken güneş, geceleri ışıl ışıl parlayan yıldızlar hepsi senin için dizilmiş bilesin
bu alemde.
HANDAN KILIÇ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder