5 Ekim 2013 Cumartesi

SEVGİ HER DERDE ÇARE, GRİBE BİLE:))


         Özlem duyduğumuz insanları görmenin güzelliği kelimelere sığmaz. Sanırım uzun zamandır  görmediğimiz sevdiklerimizle buluşabilecek olmanın heyecanını yaşamak  bile insana iyi geliyor, hatta hastalıktan kaldırıyor. Hayatın bizi rutine sıkıştırıp nefes alamaz hale getirdiği zamanlarda dostlarımızın sıcak bir gülümsemesi bile bize gökyüzünü görecek bir pencere açarken sohbetiyle nefeslenmek adeta insanı yeniliyor. Sevgi insanın üzerindeki pası, kiri gideren, onu tekrar ışıldar hale getiren güçlü bir duygu. Dertlerle okside olup rengi değişen ruhumuzu arada parlatmak gerekiyor. Bunun yolu da sevdiklerimizle beraber olmaktan, bize ayna olabilecek dostlar bulmaktan geçiyor, sırtını dönebileceğin dostlar ki, malum böyleleri ile günümüzde pek karşılaşılmıyor.

Bu hafta iş yoğunluğunun artmasına mevsim değişiminin hediyesi gribal enfeksiyon da eklenince  çok kötü bir haleti ruhiye içine girmişken ama dinlenmeye de fırsatım yokken epey zamandır göremediğim dostlarımın geleceği aklıma ve dahi kalbime düşünce ayağa fırlamış, bir enerji patlaması ile hayata tutunmuştum. Önce dün öğlen akademiden dostlarımızla buluşmuş, dertlerimizi paylaşıp manen azaltmıştık. Sonrasında koşa koşa eve gelmiş, akşam gelecek dostlarımı görmenin heyecanına kapılmıştım. Rüzgar gibi geçse de dostlarla hemhal olmak ilaç gibi gelmiş, gribimden bile eser kalmamıştı. Bugün de onlarla geçen vakitlerimde gayet neşeli ve huzurlu iken onları uğurlayıp arkalarından el sallayınca içine düştüğüm hüzün kuyusunda karşıma yine gribim çıkıverdi, hapşırmalar, burun akıntıları geri geldi. Oysa iki gündür ne hastalıktan ne de yorgunluktan eser vardı. Galiba bütün hastalıkların ilacı moral ve sevgiymiş, gribin bile.

Ancak işte her güzel şeyin çabuk bitmesi gerçeği üzerime devrildi, hayat beni tekrar rutin yoğunluk dişlileri arasına aldı. Enerjim el salladığım yerde kaldı ve ben üşüme, titreme, hüzün hallerine geri döndüm. Kısa da olsa bana iyilik yaşatan dostlarıma teşekkür ediyor, ara ara bu ziyaretleri tekrarlamalarını diliyorum.

Araya zaman, mekan, insanlar, dertler, tasalar girse de insanın dostunu bıraktığı yerden bulması, kalbin kalbi yakalaması ise dostluğun en güzel yanı olmalı. Siz siz olun böylesi dostlarınızı bırakmayın. 

Lafı Cem Mumcu'nun bugünün twiti diyebileceğim bir sözü ile bağlayalım; "Ne nedenle ve ne bağlamda olursa olsun sizin için ağlama  eğilimi olmayan kimseye bırakmayın kendinizi" Daima sizin için ağlayabilecek lakin sizi güldürmeyi de beceren dostlarınız olsun hayatınızda.

Ve unutmayın, bir şehirden geriye kalan bir kaç dosttur çoğu zaman. Şehrinize ve kendinize hele de dostlarınıza iyi bakın:) 

HANDAN KILIÇ  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder