3 Kasım 2013 Pazar

KARİKATÜRİZE HAYATLAR...


Karikatürleri oldum olası severim. Ciddi bir zekanın ürünü olanlar çok eğlencelidir. Karikatüristlerin Allah vergisi yeteneğinin yanında çileli bir çizim süreci yaşadıkları ve ustalarının onları pişene kadar uğraştırdıklarını duyarız. Ama iyi karikatüristler mutlaka başka alanlarda da başarılı olurlar. Senaryolar yazarlar, şair olanları vardır, standupçı olanları en başarılılarıdır. Doktor olandan mimar olana çeşit çeşit yetenekli insan çizerlik yapmaktadır. 

Onlar için önemli olan anlatmak istediklerini en kısa yoldan çizdikleri karikatürlerinin doğru muhataplara ulaşmasıdır. 

Aslında insan ne iş yapsa istediği bu değili midir; doğru muhatabı bulmak! Bu sanatçılar için daha mühimdir. Çünkü göstermek istediklerini gören gözlere, okuyan zihinlere, takdir eden dillere ihtiyaçları vardır.Bu da sahip oldukları yeteneğin, bahşedilmiş yaratıcılık sıfatının bir gereğidir. Zaten bu hayatta niye bulunuyoruz? Görmek, gördüklerimizin farkına varmak ve üzerine düşünmek için değil mi?  

Farkındalığın gelişmesi bir emek işi. Karikatüre olan düşkünlüğümü ve mizah anlayışımın gelişmesini babama borçluyum. Biz küçükken babam bizi hergün sınardı. Üç-beş gazete alır, günlük tüm karikatürleri yorumlatırdı. Kardeşim ve ben babamın kulağına söylerdik fikrimizi, birbirimizden etkilenmeyelim diye. Genelde ikimizi de ödüllendirirdi, bana iyi yorum yaptığım için, kardeşime küçük yaşına rağmen yorumlama başarısı için bir miktar para verirdi. İlkokula giderken büyük boy iki ajandaya sevdiğim karikatürleri kesip yapıştırarak bir albüm bile yapmıştım. Sevdiğim yazıları kesip konularına göre kategorize edip biriktirdiğim nice ajandam vardı, hala da dururlar. Gelecekte bu okuduklarımdan biriktirdiklerimi ve karikatürlerdeki ince zeka ürünü espirileri çocuğuma miras bırakmayı düşlerdim. Tabi o zaman internet bu kadar yaygın değildi, google bize heran destek olmadığından biriktirmenin anlamı vardı. Artık geride bıraktım kes yapıştır şeklindeki ajandacılık günlerini ama kimbilir oğlum romantik biri olursa büyüdüğünde bu biriktirdiklerim onu mutlu edebilir. 

Ben de babamın yöntemini kullanıyor ve şimdiden oğlumu mizaha- karikatüre yakın tutuyorum.(Zaten o da en fazla fıkra kitabı okumayı seviyor:) Çünkü bu insanın hayatta öğrenmesi gereken en önemli şeyin yaşamın mizahi tarafının farkındalığı ile beraber "Bu da geçer Ya HU" demeyi bilmesi olduğunu düşünüyorum. Bunun için de iç-dış dengesini sağlarken mizaha yeterli zaman ve enerji verilmeli diyerek iyi karikatüristlere iyi ki varlar diyorum. Yazarların sayfalarca anlatmaya çalıştığı şeyleri nasıl da kolay ve vurucu şekilde anlatıyorlar, helal olsun. Mizahseverlere selam olsun...

HANDAN KILIÇ  

3 yorum:

  1. Bir ifade edis sekli aslinda... susan ama cok sey anlatmak isteyen...tabiki anlayana....

    YanıtlaSil
  2. yetenek farklı bir bakış açısı isteyen bir iş.. zekaları kutlanacak beyinler sahiden..
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  3. az, öz ve güzel bir yazı olmuş...

    YanıtlaSil